Bilim dünyasının 1841 yılında tanıdığı Anadolu yaban koyununun özelliklerinden bahsedelim önce. Bu türün erkekleri 45-75, dişileri ise 35-50 kg ağırlığında. Sarımsı kahverengi postlarının rengi, kış aylarında daha da koyulaşıyor. Erkeklerin boynuzları yaklaşık dört aylıkken çıkıyor ve boynuzlara yeni bir yaş halkası ekleniyor her yıl. Bu şekilde boynuz, birey yaşlandıkça büyüyor ve geriye doğru kıvrılıyor; halkalarsa yaşlandıkça silikleşiyor. Kasım ve aralık ayları, yaban koyunlarının çiftleşme dönemi; yani erkek bireyler arasındaki rekabetin arttığı zaman. Bu dönemde kafa kafaya vuruşan, zıplayarak bedenlerini çarpıştıran, birbirlerine ön ayaklarıyla tekmeler savuran erkek yaban koyunlarını gözlemek mümkün. 2004 kışını eksi

15 derecelere varan soğukta Anadolu yaban koyunlarını fotoğraflamak için Bozdağ’da geçiren vahşi yaşam fotoğrafçısı Aykut İnce, “Yaban koyunları sadece çiftleşme döneminde kalabalık ve karışık sürüler oluşturuyor. Yıl boyunca sakin bir yaşamları olmasına karşın çiftleşme döneminde erkeklerde genlerini bir sonraki kuşağa aktarma içgüdüsü ağır basıyor ve aralarında daha çok bir tören havasında geçen kavgalar oluyor” diye anlatıyor bu dönemi.

Dişilerin hamilelik dönemi ise yaklaşık 148 gün sürüyor ve doğum mayıs ayında gerçekleşiyor. Dünyaya gelen bir ya da iki yavru, doğdukları gün anneleriyle dolaşabilir hale geliyor. Bundan sonraki 14 gün boyunca annelerini emip, sonra da otla beslenmeye başlıyorlar. Doğumdan sonraki bir yıl içinde on kat ağırlık kazanan yavru yaban koyunları, yaz geldiğinde sürüye iyice uyum sağlayacak kadar büyümüş oluyorlar.

GÖZCÜLER GÖREV BAŞINDA!

Ortalama ömürleri 15 ila 18 yıl olan yaban koyunlarının görme ve koklama duyuları hayli keskin. Bir yaban koyunu sürüsünün gözcü bireyleri, tehlikeye karşı her zaman tetikte. Tehlike anında gözcü, çeşitli vücut hareketleriyle ve çıkardığı seslerle sürünün diğer bireylerini uyarıyor. Yaban koyunları, günün önemli bir bölümünü otlamakla geçiriyor. Yazın kurak zamanlarda kayalara yakın yerlerde, gölgede dinleniyorlar. Yaz sıcaklarında suyun az olduğu arazide, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı yalaklar ve alana bırakılan tuz taşları, yaban koyunlarının yazı daha kolay geçirmelerini sağlıyor. Dişiler kendilerinin ve yavrularının güvenliği için otlu yerlerde bulunurken, erkek bireyler daha açık alanları tercih edebiliyorlar. Bu nedenle dişileri Bozdağ’ın aşağı bölümlerinde, vadi içlerinde; erkekleri de Bozdağ’ın yüksek bölümlerinde görmek olası.

Kış, dişi ve erkek sürülerinin birbirlerinden ayrılma zamanı. Mevsimin koşulları ise, koyunların yiyecek bulmasını güçleştiriyor. Bu nedenle Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkilileri, kışın alana yem takviyesi de yapıyor. Karın yoğun olduğu dönemlerde alanın değişik yerlerine helikopterle getirilen otlar bırakılıyor.

UMUT VEREN GELİŞME

Anadolu yaban koyununu bilim dünyasına ilk kez 1841 yılında Blyth, 1856’da da Valenciennes tanıtır. Danford ve Alston adlı araştırmacılarsa, 1877’de yaptıkları gözlemlerle tür hakkında derli toplu bilgiler sunarlar. O tarihlerde İç Anadolu’nun birçok yerinde, özellikle Konya çevresinde yaban koyununa rastladıklarını dile getirirler. İşte o dönemlerden 1960’lara kadar bu türle ilgili herhangi bir çalışma görülmemiştir literatürde. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise, Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Anadolu yaban koyunu popülasyonu ve dağılımı hakkında bilgi edinmek için araştırmalara başlar. Bu çalışmaları gerçekleştiren Tansu Gürpınar, “Yaban koyununun yaşadığı söylenen tüm alanları araştırdık, fakat sadece Konya Bozdağ’da türün varlığını sürdürdüğünü gördük. 1966-1967 yıllarında yaptığımız çalışma sonucunda, kırk bin hektarlık alanda sadece kırk yaban koyununun kaldığını belirledik” diyor. Ve işte bu sonuç dikkate alınarak, 1966 yılında Konya’da 42 bin hektarlık bir alan, Bozdağ Yaban Koyunu Koruma ve Üreme Sahası ilan edilir. Türün avlanması da yasaklanır. Ancak yaban koyunlarının avcı baskısı altında olduğu anlaşılınca, 1989 yılında bu alanın

3600 hektarlık bölümü tel örgüyle çevrilir.

Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilen Bozdağ’ın 1966 yılındaki elli bireyden az yaban koyunu popülasyonu, alınan tedbirler sayesinde bugün 1800’e çıkmış durumda. Bu başarı, uluslararası camiada ses getirir ve türün korunmasında gösterilen çabadan dolayı Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Uluslararası Av ve Yaban Hayatı Koruma Konseyi’nin (CIC) 2002 Edmond Blanc Ödülü’nü kazanır.

0 yorum: