22 Ocak 2008 Salı

filler hakkında bilgiler

Sumo güreşçisi gibi görünüyorlar. Kafalarıyla birbirerini iten fil yavruları bir yandan da hortumlarını birbirine dolamaya çalışıyorlar çünkü. Ancak üç yaşındaki Abu üstünlüğü ele geçirip bir yaşındaki oyun arkadaşını dize getirince Mongu daha fazla dayanamıyor ve adeta isyan edercesine bir çığlık atıyor. "Bu kesinlikte bir itiraz çığlığı" diyor filleri beş metre uzaklıktan izleyen Angela Stöger-Horvath. 27 yaşındaki zoolog üç yıldan bu yana Viyanadaki Schönbrunn hayvanat bahçesinde yaşayan yedi Afrika step filinin bağırışlarını kaydetmekle meşgul. Bugüne kadar 2500ü aşkın bağırtı kaydeden zoologun amacı fillerin dil gelişimini anlamak. Çünkü hayvanlar sadece borazan sesleriyle değil haykırışlarla, böğürtülerle, homurtularla ve gıcırtılı seslerle de anlaşıyorlar. Afrikadaki ulusal parkta gerçekleştirilen araştırmalar sayesinde on temel ses tonu saptanmış. Kenyadaki Savanne Elephand Vocalization Projesini yöneten Amerikalı araştırmacı Joyce Poole, fil alfabesinin yaklaşık olarak 70 tondan oluştuğunu tahmin ediyor.

YÜKSEK BORAZAN SESİ

Mongunun itiraz çığlığı dişi fillerin huzursuzluklarınıifade ettikleri boğuk sesler grubuna dahil. Ortalama olarak bir saniye kadar devam eden sesin temel frekansı 40-50 hertz arasında değişiyor. Bu sesler bilgisayardaki bir sonogram üzerinde izlenebilmekte.

Fil dilini çözmek İçin çizgili motifler yeterli değil Sonuçta her ses belli bir davranışla ilişkili. Yüksek borazan sesi hem sevinç hem de korkuyu ifade edebiliyor. Borazan sesiyle birlikte kulaklarını güçlü bir şekilde titrettiği zaman selamlaşma sırasında yaşanan sevinci dışa vuruyor hayvan. Ama eğer kulakları iyice açık ve gergin ise bu örneğin bir aslanın saldırısından korktuğu anlamına gelir. Filler öte yandan seslerini duyurmak için bedenlerini de kullanır; mesela ayaklarını kuvvetli bir şekilde yere vurarak. Fakat filler sadece bedendili ve seslerle yetinmez. Çiftleşmek isteyen fil, rakiplerini uzaklaştırmak için kimyasal sinyaller de yansıtır. Erkek filin testosteron seviyesi yükseldiğinde birkaç damla kokulu idrar rakip hayvanı kaçırabilir. Filler sesli dili öğrenmek zorunda. Bu özellikle birbirlerinin iyi olup olmadıklarını öğrenmek, su kaynağını haber vermek ya da tehlikeyi uyarmak için çıkardıkları sesötesi bağırtılar için geçerli.

KALIN TONLARLA

HABERLEŞME

İnsan kulağı 20 hertz altındaki bu sesleri algılayamaz. Bu nedenle fillerin birbirlerini kilometrelerce uzaklıktan ne şekilde duydukları ve birbirlerini görmemelerine rağmen nasıl aynı adımlarla yürüdükleri uzun bir süre çözülememiş hatta bazı araştırmacılar fillerin telepatik yetilere sahip olduklarını bile düşünmeye başlamışlardır. Fillerin dil bilmecesi ilk kez bundan 20 yıl kadar önce Amerikalı biyolog Katy Payne tarafindan aydınlatıldı. Biyolog, Portland hayvanat bahçesinde garip bir titreşim sesi duyduğunda aynı sesi 13 yaşındayken Sagel şapelinde ilahi söylerken duyduğunu anımsamıştı. Tıpkı fillerin sesötesi bağırtıları gibi, orgdan yansıyan bas tonları da havayı kuvvetli bir biçimde titretince bunu bedeninde hissetmişti biyolog. Paynemn araştırması sayesinde artık fillerin özellikle de kalın tonlarla haberleştiği bilinmekte. Seslerin üçte ikisinden fazlası sesötesi alanda yer alıyor. Sıcaklık, rüzgar ve bitkiler tarafından kolayca yutulabilen ince seslere karşın, sesötesi bağırtılar on kilometre uzaktan bile duyulabiliyor. Fakat bu sesler sadece belli zamanlarda çıkarılmakta. Namibyadaki Etoscha Ulusal Parkı meteoroloğu Michael Garstrang, sesötesi sinyallerin %96sının sabah ve akşam serinliğinde gönderildiğini saptamış.Hava basınçlı bir çekicin gücündeki (112 desibel) ses dalgaları havada değil toprakta yayılarak fillerin ayaklarıyla ve ayak parmaklarıyla hissedilmekte. Ve buda fillerin neden bazen ön bacaklarından birini havaya kaldırdıklarını açıklıyor. Tüm beden ağırlığı tek bacak üzerine yüklendiğinde ayak tabanı daha kuvvetli bir şekilde yerle temas ediyor ve bu şekilde titreşimleri hissetmek kolaylaşıyor.

FARKLI ŞİVELERİ VAR

Araştırmalardan elde edilen diğer ilginç bir sonuç da fillerin kökenlerine göre farklı şivelere sahip olması. Buna göre filler tanıdıkları hayvanların seslerini daha büyük bir ilgiyle yanıtlıyor. Dişi filler daha iyi bir dil yetisine sahip; tek başına yasayan erkek filler çokdaha az "konuşuyorlar". Payne ses kayıtlarıyla Afrikadaki orman fillerinin sayısını bulmak istiyor. Şimdilik sadece dışkılarla tahmin edilebilen bu sayı 24.000 ila 209.000 arasında değişmekte. Seslerin analiziyle erkek, dişi, yaşlı ve genç hayvanların sayısı belirlenecek. Sesötesi iletişim sayesinde belki ulusal parkı fillere uygun bir biçimde düzenlemek ve hayvanların yetiştirilmesi de mümkün olabilecek. Besin peşinde koşan filler genelde işlenmiş arazileri bozuyorlar. Mesela Botswanada filler yüzünden meydana gelen yıllık ürün kaybı 1 milyon Euro civarında. Araştırmacılar elektrikli çitlerin bulunduğu yerlere hoparlör yerleştirerek filleri çeşitli hayvan sesleriyle uzaklaştırmaya çalışacak.

0 yorum: